D­H­A­ ­Y­U­R­T­ ­B­Ü­L­T­E­N­İ­ ­-­5­ ­ ­-­ ­S­o­n­ ­D­a­k­i­k­a­ ­H­a­b­e­r­l­e­r­

D­H­A­ ­Y­U­R­T­ ­B­Ü­L­T­E­N­İ­ ­-­5­ ­ ­-­ ­S­o­n­ ­D­a­k­i­k­a­ ­H­a­b­e­r­l­e­r­   Aydın merkezli uyuşturucu operasyonuna 9 tutuklama Aydın merkezli 4 ilde gerçekleştirilen uyuşturucu operasyonunda gözaltına alınan 33 kişi adliyeye sevk edildi.

Aydın merkezli uyuşturucu operasyonuna 9 tutuklama

Aydın merkezli 4 ilde gerçekleştirilen uyuşturucu operasyonunda gözaltına alınan 33 kişi adliyeye sevk edildi. Şüphelilerden 9'u tutuklandı, 22'si adli kontrol şartıyla olmak üzere 24'ü serbest bırakıldı.
İl Jandarma Komutanlığı Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince, Didim'de geçen salı günü gerçekleştiren operasyonda, 2 kişi uyuşturucu madde satmaktan gözaltına alındı. Bu iki zanlı, sevk edildiği adliyede tutuklandı. Tutuklanan zanlıların ifadesi doğrultusunda operasyon genişletildi. Ekipler, geçen perşembe sabahı, Didim ilçe merkezi başta olmak üzere, İstanbul, İzmir ve Nevşehir illerinde helikopter ve drone destekli eş zamanlı uyuşturucu operasyonları yaptı. Şüphelilerin ev, işyeri ve araçları arandı. Özel eğitimli narkotik köpeği 'Mark'ın da katıldığı Didim'deki aramalarda; 655 gram metamfetamin, 760 gram esrar, 75 uyuşturucu hap, çalıntı olduğu belirlenen TV, klima, elektrikli ev aletleri gibi 85 parça eşya ele geçirildi. Son operasyonda ise 33 kişi gözaltına alındı.
Jandarmadaki işlemlerinin tamamlanmasının ardından dün (cuma) sabah zanlıların tamamı adliyeye sevk edildi. Sulh Ceza Hakimliği 9 zanlıyı tutukladı, 22'si adli kontrol şartıyla olmak üzere 24 kişi ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.

Görüntü Dökümü
---------
- Şüphelilerin adliyeye sevk edilmesinden görüntü

Haber- Kamera: Burhan CEYHAN / AYDIN, (DHA)

====================

Evlat sevgisiyle kanseri yendi

Eskişehir’de 24 yıllık evliliğinin 16’ncı yılında tüp bebek yönetimiyle ikiz çocuk sahibi olan Münevver Sert (48), çocuklarına daha fazla vakit ayırmak için işinden ayrıldığında göğüs ve lenf kanseri olduğunu öğrendi. Evlatlarına olan sevgisiyle kanseri 4 yılda tam olarak atlattığını anlatan Sert, “Kanser hastalığına karşı beni ayakta tutan sadece ikiz çocuklarım oldu. İşyerinde kanser olduğumu öğrenenler beni ‘helalleşmek’ için aradılar. Kanser benim hiç beynime girmedi. Kanseri çocuklarıma olan sevgimle atlattımö dedi.
Eskişehir’de oturan Şadi ve Münevver Sert çifti, 24 yıllık evliliklerinin 16’ncı yılında tüp bebek yöntemiyle ikiz çocuk sahibi oldu. Evlat hasreti sona eren Sert çifti büyük mutluluk yaşarken Münevver Sert, 4 yaşına giren Toprak ve Yağmur adını verdikleri çocuklarıyla daha çok vakit geçirmek için 29 yıldır işçi olarak çalıştığı fabrikadan ayrıldı. Hemen ardından muayene için gittiği hastanede göğüs ve lenf kanseri olduğunu öğrendi. 16 yıl sonra çocuk sahibi olmanın heyecanıyla kurduğu hayalleri gerçekleştirmek için tedavisinin yanı sıra tüm vaktini çocuklarıyla geçirdiğini anlatan Münevver Sert, “Tüp bebek yöntemiyle ikiz çocuk sahibi oldum. Çocuklar 4 yaşına geldiğinde daha iyi vakit geçirme hayallerim vardı. Bunun için işi bıraktım. 15 gün sonra göğüs ve lenf kanseri olduğumu muayene için gittiğimde öğrendim. Sonra kemoterapiler başladı. Hep çocuklarım gözümde oldu. Kanser oldum diye kenara çekilmedim. Kanseri çok ciddiye almadım, ‘niye ben?’ diye sormadım. İkiz çocuklarım vardı, okula başladılar, dersleri, bakımları ben kanser oldum demeye bile fırsatım olmadıö dedi.
4 YILDA KANSERİ YENDİ
İlk kanser olduğunu öğrendiğinde çocukları için üzüldüğünü ifade eden Sert, “Bana ilk kanser olduğumu söylediklerimde oğlum çok nazlı yemeğini kendisi yemez. Ona kim yemek yedirecek diye düşündüm. Kızımın saçları çok uzun onun saçlarını kim tarayacak diye düşündüm. İlk cümlelerim bunlar oldu. İlk 2 gün gözüm yaşlandı ama sonraki günler normal hayatıma devam ettim. Tedavim başladı, çocukları okula götürdüm. Oradan geldim, yemek, dersleri oldu. En çok üzüldüğüm tedavim sırasında onlara yemek yapamadım. Sonra kanseri yendim, hastalığım geçti. Kanser hastası olduğum zaman Tepebaşı Belediyesi anneler tiyatrosuyla tanıştım. Oyunlara çalışmak, ezber yapmak bana çok iyi geldi. Kanser baktı uğraşamayacağım senle dedi ve gitti. İnşallah bir daha da gelmezö şeklinde konuştu.
‘KANSERİ ATLATMAMDAKİ TEK ŞEY ÇOCUKLARIMDI’
Göğüs ve lenf kanseri hastalığını çocuklarına olan sevgiyle yendiğini kaydeden Münevver Sert şunları söyledi:
“Evlat sevgisi öyle bir şey ki, kansersiniz ve belki öleceksiniz. Belki 1 ay sonra öleceksiniz, eşiniz, anneniz, hiç kimse aklınıza gelmiyor. Tek gözünüzün önünde 2 yavrunuz oluyor. Ben ölürsem onlara ne olur, kim bakar, kim giydirir bunları düşünüyorsunuz. Ben çocuklarımla olan rüyalarımda onları 23 Nisan’a hazırlamışım, güzel giydirmişim gibi rüyalar görürdüm. Kanser olduktan sonraki ilk 23 Nisan benim en güzel bayramım oldu. Onları çok güzel hazırladım ve onlarla birlikte yaşadım. Kanser beni sindirmedi, hayat enerjim arttı. Ötelediğim her şeyi öne çektim. İlk önce kendim iyiysem onlar iyi düşünerek normal bir hayat yaşadım. Kanseri atlatmamdaki tek şey çocuklarımdı, beni hayatta tutan onlardı. Onların yemeği, sevgisi, etkinlikleri. Kanser benim beynime hiç girmedi sadece bedenimdeydi. Çok fazla ciddiye almadımö
‘ARKADAŞLARIM HELALLİK ALMAK İÇİN ARADILAR’
Kanser tedavisi gördüğü sırada arkadaşlarının kendisini helallik almak için aradığını ve öleceğini düşündüklerini belirten Münevver Sert, “Çoğu insan kanser olduğunu bile söylemeye utanıyor. Kanser olduğumu öğrenen arkadaşlarım beni helalleşmek için aradılar. ‘Kanser olmuş ölecek, helallik isteyelim’ diye aradılar. Direk ‘bize hakkını helal et’ diyerek aradılar. Niye helalleşiyoruz ben ölmeyeceğim dedim. Kanseri çaresi var, kimse öleceğim diye düşünmesin. Kanser olanlar önce bu hastalığı kabullenmeli. Tedavisi zor bir süreç ama normal hayatıma devam ettim. Bol bol yürüyüş yaptım. Kanser olduğumu saklamadım, çocuklarımın olmadığını da saklamadım. Anne de oldum, kucağıma aldım. Kanser oldum ama onu da yendimö ifadelerini kullandı.
Sert, şimdi Toprak ve Yağmur adını verdikleri ikiz çocuklarının 8 yaşına geldiğini ve her anlarını en iyi şekilde geçirmeye çalıştığını da sözlerine ekledi.

Görüntü Dökümü
----------
-Münevver Sert ve çocukları
-Okuldan dönmeleri
-Münevver Sert’in yaşadıklarını anlatması
-Çocuklarına yemek yedirmedi
-Birlikte vakit geçirmeleri
-Genel görüntüler

Haber-Kamera: Engin ÖZMEN-Hakan TÜRKTAN/ESKİŞEHİR,(DHA)-

==================

Bilge hemşire, 19 yıldır kimsesiz çocukların gönüllü annesi

Antalya'da emekli hemşire Bilge Turgut (78), 19 yıldır kimsesiz ve bakıma muhtaç çocuklara annelik yapıyor. Her sabah Çocuk Evleri Sitesi'ndeki 0-6 yaş arası 10 çocukla bir araya gelen Turgut, onlara masallar anlatıp oyunlar oynatıyor. Çocuklar Bilge Turgut'a, 'Bilge anne' ya da 'Hemşire anne' diye hitap ediyor.
Hemşire Bilge Turgut, yıllarca hastanelerde görev yaptıktan sonra 1998 yılında emekli oldu. İki çocuğunu evlendirdikten sonra kendisi gibi emekli eşi Mehmet Turgut'la sakin bir hayat tercih eden Turgut, emekliliğin üzerinden 1 yıl geçtikten sonra sıkılmaya başladı. Yakın çevresinde sosyal faaliyetlerde bulunmak için arayışa giren Turgut, Muratpaşa ilçesindeki Çocuk Evleri Sitesi'ndeki bakıma muhtaç ve kimsesiz çocukları gördü. Bir süre çocukları ziyaret eden Turgut, kısa sürede kaynaştığı miniklere gönüllü annelik yapmaya karar verdi.
HER SABAH ERKENDEN GELİYOR
400 metrekarelik 8 evde 18 yaş altında 130 çocuğun yaşadığı Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Antalya İl Müdürlüğü Çocuk Evleri Sitesi'ne her gün saat 07.30'da gelen Bilge Turgut, 0-6 yaş arası 10 çocukla yakından ilgileniyor. Çocuklarla oyunlar oynayıp sohbet eden Turgut, miniklere hem annelik hem öğretmenlik yapıyor. Gününün 8 saatini çocuklarla geçiren Bilge Turgut, bu işi hiçbir karşılık beklemeden yapıyor. Çocukların 'Bilge anne' ya da 'Hemşire anne' diye seslendiği Turgut, 19 yıllık gönüllü anneliğinde sayısız çocuğu yetiştirip hayata kazandırdı.
OTOBÜSTE DUYGUSAL KARŞILAŞMA AĞLATTI
19 yıl önce sitenin kapısından içeri girdiğinde çocukların yaşam hikayelerine çok üzüldüğünü ve o an bu işe gönüllü girmeye karar verdiğini anlatan Bilge Turgut, zamanla alıştığını söyledi. Hasta olduğuna bile buraya gelince iyileştiğini belirten Turgut, "Sitenin görevlilerine söyledim, 'Ben ancak ölünce buradan çıkarım.' Söz verdim onlara. Burası kendi evim gibi" dedi.
18 yaşına gelince siteden ayrılmak zorunda kalan ve kendilerine yuva kuran gençler olduğundan da söz eden Bilge Turgut, kendisini duygulandıran bir anısını da anlattı. Küçük yaşta sitede büyüttüğü Rıfat adlı çocuğu yıllar sonra görünce ağladığını belirten Bilge Turgut, o anı şöyle aktardı:
"Çok yakın bir zamanda otobüse bindim. Kartımın bakiyesi yetersiz geldi. Otobüsteki yolculara, benim için kart basmaları halinde parasını vereceğimi söyledim. Tam o sırada bir genç gidip benim yerime kart bastı. Para vermek istedim ama almadı. Bana sarılıp 'Bilge anne' dedi. Gözlerine baktığımda hatırladım ki Rıfat. O an ağladım."
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Antalya İl Müdürlüğü Çocuk Evleri Sitesi yönetimi ise Bilge Turgut'un kendileri için önemli olduğunu ve minnettar olduklarını söyledi.

Görüntü Dökümü
-----------
- Çocuk evleri sitesinden detay
- Evlerden dış plan detay
- Çocukların Bilge anneyle birlikte oyun odasına girişi
- Bilge anne ile çocukların ikili iletişimleri
- Bilge annenin çocuklara masal anlatması
- Çocukların oyun hamuruyla oynamaları
- Bilge Turgut röp

Haber-Kamera: Alparslan ÇINAR/ANTALYA, (DHA)

====================

Antrenör annesiyle 9 yılda 121 madalya kazandı

Eskişehir’de milli tekvandocu Gülsena Karakuyulu (18), aynı zamanda okul idarecisi olan antrenör annesi Dilek Karakuyulu (45) sayesinde 9 yılda katıldığı yarışmalarda 121 madalya kazandı. En büyük hedefinin olimpiyat şampiyonluğu olduğunu belirten Gülsena Karakuyulu, “Annem benim hayatımdaki en değerli kişi. Özellikle annem gibi bir antrenöre ve anneye sahip olduğum için çok şanslıyım. Önümde rol model alabileceğim biri duruyor.ö dedi.
Eskişehir’de oturan İbrahim ve Dilek Karakuyulu’nun tek çocuğu olan Gülsena Karakuyulu, tekvando branşında kazandığı madalyalarla göz dolduruyor. Şehit Mustafa Türker İlkokulu’nda Müdür Yardımcısı olan öğretmen Dilek Karakuyulu, lise öğrencisi olan kızının aynı zamanda antrenörlüğünü de yapıyor. Gündüz okulda idareci olan anne Karakuyulu, diğer zamanlarda ise kızı Gülsena’yı müsabakalara hazırlıyor.
Dilek Karakuyulu, lise yıllarında başladığı tekvandoya o dönem babasının izin vermemesi üzerine devam edemediğini söyledi. Üniversite dönemlerinde yarışmalara katılarak sporu sürdürmeye çalıştığın kaydeden anne Karakuyulu, “Lise yıllarımda tekvandoya başlamıştım. Babam istemediği için sporu bırakmak zorunda kaldım. Önceliğim üniversite olduğunu söylerdi ama ben yarışmalara katılmaya devam ettim. Oralarda dereceler aldım. Evlendim yine bir ara verdim. O süreçte kızım dünyaya geldi ve 9 yaşına geldiğinde bende onunla birlikte yeniden başladım. Onunla beraber yarışmalara katıldım. 42 yaşımda milli sporcu oldum, 42 yaşımda ise milli antrenör oldum. Son 4 senedir yarışıyorum. Benimde 10 kadar madalyam var. Kızımla 9 yılda zorlu süreçlerden geçtik. Gülsena ilk zamanlar tekvandoyu hiç sevmemişti. Bende onu çiçekti, böcekti derken kandırdım. Daha sonra tekvandoyu sevmeye başladı. Daha sonra iyi bir yarışmacı oldu. Bırakmak istediği zamanlarda oldu. Yeni stiller açıldı bende zorladım ve bunlarda başarılar kazanmaya başladı. Ardından bunu devam ettirdiö dedi.
Müsabakalar sırasında kızını izleyen ve ondan daha çok heyecan yaptığını anlatan Dilek Karakuyulu, rakibinin kızına vurduğunda üzüldüğünü belirterek, “Kızıma vuruyorlar, bu sırada çıkıp karşısındaki parçalayasınız geliyor ama orada her zaman sakinliğimizi korumak zorundayız. Çünkü karşısındaki bir genç, oda başarmak istiyor. Oda altın madalya için mücadele ediyor. O yüzden asla başka bir şey düşünmüyorum. Maçları izlerken bazen kalp krizinden gidecekmişsiniz gibi oluyorum. Heyecanı çok oluyor, bu yıl hep altın madalyalar kazandık. Bundan sonra da umarım böyle olurö şeklinde konuştu.
DÜNYA DERECELERİ DE VAR
Gülsena Karakuyulu ise 9 yaşında annesinin isteğiyle başladığı tekvando da son 9 yılda 121 madalya kazanarak büyük başarı elde etti. Bunda antrenörü olan annesinin büyük etkisinin olduğunu belirten Gülsene Karakuyulu, “Annem benim hayatımdaki en değerli kişi. Özellikle annem gibi bir antrenöre ve anneye sahip olduğum için çok şanslıyım. Önümde rol model alabileceğim biri duruyor. Onun hem hayata hem maçlara hazırlanırken daha kolay oldu. Çok mutluyum böyle bir annem olduğu içinö dedi.
Son 9 yılda çıktığım müsabakalarda çok iyi dereceler aldığını ve toplam 121’nci madalyasına ulaştığın kaydeden Gülsena “121 madalya kazandım. Bunların 4 tanesi dünya ikinciliği, bir tanesi dünya üçüncülüğü, 6 tane Avrupa şampiyonluğu, Avrupa ikinciliği ve üçüncülüğüm var. Ayrıca 6 tanede Türkiye şampiyonluğum var. Gerisi de iller arası ve yurt dışındaki katıldığım şampiyonalarda kazandığım madalyalarım. Arkamda güvendiğim annem olduğu için o korta daha sağlam adımlarla çıkıyorum. Bazen aramızda komik anlarda yaşanıyor. Çünkü annem bazen maçlarda benden daha fazla heyecanlı oluyor. Genelde ben onu sakinleştiriyorum. Çok eğleniyorum ve çok seviyorum arkamda annemin olmasını. Hedefim öncelikle kazandığım şampiyonlukların devamını getirmek. Zirveye çıkmak değil ama orayı korumak daha önemli. En büyük hedefim olimpiyat şampiyonluğunu kazanmakö diye konuştu.
EN SON AVRUPA ŞAMPİYONLUĞUNU KAZANDI
Lise son sınıf öğrencisi ve milli sporcu Gülsena Karakuyulu, geçen Mart ayında yapılan şampiyona da kendi kategorisinde Türkiye birinciliğini kazandı. Geçen 5 Nisan’da ise Antalya’nın Kemer ilçesinde Dünya Taekwondo Federasyonu tarafından düzenlenen Avrupa Şampiyonası’nda birinciliği kazarak kendi kategorisinde 6’ncı kez Avrupa şampiyonu oldu.

Görüntü Dökümü
----------
-Gülsena’nın madalyalarını toplaması
-Madalyalar detay
-Madalya kitalığı ve detaylar
-Gülsena ve annesi
-Anne Dilek Karakuyulu ile röp.
-Gülsena Karakuyulu ile röp.
-Birlikte antrenman yapmaları
-Gülsena detayları
-Genel görüntüler

Haber-Kamera: Engin ÖZMEN-Hakan TÜRKTAN/ESKİŞEHİR,(DHA)-


Popular Articles

Latest Articles